30 Kasım 2012 Cuma

12 DÜĞMELİ GÖMLEK

Kollarında 3+3 ve önde 6 olmak üzere 12 düğmesi var. Nesi var diyecek olursanız, yeni makinamın ilik evi açma fonksyonunu öğrenemedim. Kitapçıkta anlattığı gibi üst ipliğini elimle tuttum ama dikişi gerçekleştiremedim. Ben de kızdım ve sık ayarda bir zig-zag modeli seçerek kendim kafama göre açtım. Tabi işin en zor kısımlarından biri bu oldu. Tek düğmeli olsa mesela, o kadar iyi olurdu ki... 
Bu gün de bir hasta ziyaretine gitmeden önce annnemlerde kendimi görüntüledim. Annem vestiyerin dağınıklığını göstermememi istemişti. Dağınıklık olacak bir annemin ilaçları vardı yerine kalkmamış o kadar.  Bence uygundu, kadraja almayabilirdim falan. Ama kendi çantamı ve hırkamı hiç hesaplamamıştım. Üstelik flaş etkisi yüzüme gelsin de mah-cemalim görünmesin derken kadraj madraj hak getire olmuş. 
Sonradan fark ettim ki, ben bu kalıpla daha önce de bir gömlek dikmiştim de sık giymediğim için unutmuştum. 
 İşte diktiğim gömleklerden biri budur. Diğerlerini de görüntüledikçe paylaşırım artık.

27 Kasım 2012 Salı

EVDEYİM

Bu hafta izinliyim. Mümkünse birazcık dinlenmek, canımın istediği saatte yatıp, istediğim saatte kalkmak, tv karşısında, bloğumun başında, reçelli, peynirli, kızarmış ekmekli kahvaltı yapmak, dikiş dikmek, dolaplarımı düzenlemek, kitap okumak, alışverişe gitmek,....... istiyorum. 
Elbette bunların önemli bir kısmına yetmeyecek 5 günlük iznim. Günler de çok kısa. Mesela bu gün akşama kadar, 1 sene önce dikmeye başlayıp evde tela bittiği için tamamlayamadığım bir buluzun, sadece manşetlerini diktim. Bir de ilik evlerini açmaya çalıştım. Yeni makinamın otomatik ilik açma programı var. Galiba manuel opsiyonu da yok:)Çok zorlandım. Hala da becerebilmiş değilim, sık ayarda bir zig-zag ile ilikevimsi bir şeyler açtım. Önünde kravat yaka bulunduğu için çok da önemli görmedim. 
Öğleden sonra, yeni bir kalıp çıkarıp gömlek dikeye çalıştım. Akşam yemeğinden sonra, bir ara yakasını tamamladım. Şimdiye kadar diktiğim en güzel yaka oldu diyebilirim, yine de ufak tefek hatalar yok değil. Yarın kollar, manşetler ve ilik evleri meselesi var. Yaptıklarımı fotoğraflayarak yayınlamayı düşündümse de kumaş alacallı beleceli olunca sadece bitmişlerini göstermekle yetinmeye karar verdim.Birsonraki yazım fotoğraflı olacak:)

26 Kasım 2012 Pazartesi

İKİ RESİM ARASINDAKİ ÇOK SAYIDA FARKI BULMAK VE HOBİ VAKTİ BLOĞUNA SELAMLAR

Eltimleri bir ara puzzle merakı sarmıştı. Öyle ki, 1500-2000 parçalı bir kaç tane birden alıp birini bitirip diğerine başlıyorlardı. Bir kaç tanesini çerçeveletip kendi evlerine astılar. Kendi evlerinde asacak duvar kalmayınca, sıra çerçeveletip hediye vermeye geldi. 
 
Bu resim de bizim payımıza düşen bir puzzle. Ama bunda bizim de emeğimiz var. Gerçi hemen hemen yaptıkları bütün puzzlelarda emeğimiz var ya, neyse. Çünkü koca bir puzzle masa üstünde duruyor, sohbet ederken, çay içerken, gözünüz renklere ayrılmış tabaklardaki bir parçaya takılıyor, bir de resim üzerinde genel renk dağılımları ve öbeklenmelerine yoğunlaşıyorsunuz, yerinizden kalkıp o parçayı tam da o belirlediğiniz yere veya yakınlarında bir yere cuk oturtunca iş çığırından çıkıyor, soluksuz 8-10 parça daha koyup ancak rahatlayabiliyorsunuz. 

Bu puzzle meselesi çekirdek çitlemek kadar hastalıklı bir şey: Başladınız mı bırakamadığınız işlerden:) Mesela ön planda görünen evin pencereleri, avlusu ve çiçeklerinde emeğim büyük. Tabi puzzle meraklılarının, "efeysen, gökyüzü ve denize de bir el atsaydın" dediğini duyar gibi oluyorum ki bilmeyenlere söyliyeyim, işin en zor kısmı, aynı renk tonlarıyla dolu, renk geçişinin az olduğu gökyüzü, deniz, orman, ağaç, çiçek gibi kısımlardır. Almayayım şekerim, bu faaliyetin meraklısı eltim, ben değilim. Ben gittikçe geldikçe zevkli yerlerinden küçük dokunuşlar konduruyorum, o kadar. 
Akşamları blog blog gezerken sevgili Hobi vakti arkadaşımın bloğundaki resmi gördüm ve kayıtsız kalamadım. Gördüğünüz gibi aynı kıyı, aynı ev. Bizimki biraz daha yakın zamana ait. Kıyı boyu evler neredeyse aynı kalmış. Ancak bizimkinde kıyının devamına bir iskele yapılmış, bayırdan bir iki ağaç kesilmiş, yokuşun ortalarına doğru bir bina daha kondurulmuş, hobi vaktinin puzzlenda daha romantik bir hava var çünkü tekneler bağlı, evin doğal taş rengi çok belli, kiremitler daha kırmızı, renkler eski fotoğraflar gibi daha sarımtrak. Bizimkinde daha güncel bir durum söz konusu çünkü tüm tekneler motorlu olmuş, ev beyaz badana görmüş, daha fotografik bir hava var. Işığın geliş açısı aynı dikkat ettiyseniz, galiba bu manzara en iyi bu ışıkta görüntü veriyor; dün de bu gün de:))
Sevgili Hobi Vakti benim zevkle takip ettiğim bir blogcu. Ellerine sağlık diyorum. Ayrıca eltimlere gittiğimde unutmazsam evdeki diğer puzzllarını da görüntülemeyi düşünüyorum.

15 Kasım 2012 Perşembe

GRİ MANTO

Gri mantomun kumaşı, epey zaman önce severek aldığım ama bir türlü model belirleyip dikemediğim bir fitilli kadifedir. Size daha önceki bir yazımda göstermiştim. Demek ki stoklar erimeye başlıyor.



Henüz ilikevleri açılmadı, düğmeleri dikilmedi, vatkası takılmadı. Yine de astar işi tamamdır. Yalnız, astar etek baskısının ortasında bir kısım yeri açık bıraktım ki, vatkaları takabileyim. Bu haliyle bile çok hoş oldu. Ancak gece gece ışık yetersiz olunca, dikişimin başarısı pek belli olmuyor.
Evde reglan vatka bulunduğuna dair kuvvetli hislerim olsa da, aramak için yeterli enerjim yok. Bu durumda çarşıya gitmem lazım değil mi? Ama akşam işten çıkınca hava neredeyse kararmış oluyor. Ayrıca trafik de bir yoğun oluyor ki inanın hiç hevesim kalmıyor şehre gitmeye. Nasipse haftasonuna kaldı eksikler. Bitince bir de gündüz çekimi yapmak lazım ki, görsellerle emeğim pekişsin.

14 Kasım 2012 Çarşamba

ŞEYTANIN BACAĞINI KIRDIM

Model budur: Burda 09/2005 model 110
Burda arşivinden bu mantonun görsellerini bulamadım. Ben de sizler için dergiden fotoğraf çektim. En alttaki fotoğrafı neden yandan göstermişler bilemiyorum. Yanda bir detayı yok ki. Kesimi, dikimi kolay, -bulunabilirse- kürk yaka detayı hoş, kesinlikle tavsiye edebileceğim bir model. 





11 Kasım 2012 Pazar

DİKİŞTE ISINMA TURLARI

Kırlent dediğin 6 tane olmalı. Benim koltuklarınki gibi 4 tane olunca tekliler açıkta kalıyor. E üzülsünler mi zavallıcıklar? Perde kumaşımdan alıp takımı tamamlayayım diye düşündüm. Aşağıdaki fotoğrafta koltuğun kendi kırlentleri var. Hatta özellikle birinin yönüne de dikkat etmemişim, çiçekleri tepe taklak duruyor. Bakınız: ESKİSİ
Aşağıdaki fotoğraf ise YENİSİ! 
Geçenlerde şu yazımda yaptığımı anlattığım yastıklardan kalan kumaşla, kırlentlerimin ölçüsünde 2 kılıf diktim. Eski koltukların atmaya kıyamadığım 3 küçük kırlentinin içiyle de doldurdum. Eski koltukların kırlentleri daha küçükmüş demek ki. 
Kumaşın perdedeki dökümü ile kırlentteki duruşu yüzünden renkleri farklıymış gibi görünüyor. Ama ışığın vuruş açısıyla da yanar döner rengi ortaya çıkıveriyor. 
Bunlar da kendi imalatım olan perde aksesuarlarım. Boncukları ipe dizip zincire bağladım. Zinciri de korniş tokasına sabitleyip kornişe taktım. Püskülü hala yok. Ancak bu durum; uzun zamandır iş hayatımdaki püsküllü yoğunluğun, özel hayatımdaki detay algılayan reseptörleri tıkaması sebebiyle, beni hiiiç mi hiç rahatsız etmiyor.  "Her şeyim denk de püskülüm mü eksik, bir kusur o kalıversin" diyorum.
Kırlente bir yakın çekim daha. Ayrıca sizler gibi ben de fark ettim ki çok fazla kırlent kelimesi kullandım. Ama kırlent yenilediğimi anlattığım bir yazıda "kırlent" demeden kırlent diktiğimi nasıl anlatabilirdim değil mi?  

10 Kasım 2012 Cumartesi

5 Kasım 2012 Pazartesi

BAHTANİYE YARILANDI

Motif bahtaniyem yarılandı bile. Üstelik olduğundan daha büyük görünmesi için de şööyle uzaktan çektim, ordan çektim, burdan çektim, renkler anlaşılabilsin diye biraz da çabaladım. Sonuç arzu ettiğim kadar iyi olmamakla beraber, şimdilik elimde bu fotoğraflar var. 




4 Kasım 2012 Pazar

AĞZIMIZ TATLANSIN

Bu akşam irmik helvası yaptım. Tadı defalarca denenmiş ve garantilidir. Elbette uzman ev hanımlarına ve zevkle yemek yapan her yaştan kadın ve erkeklere tarif verecek kadar densiz değilim. Benim tarifim sana, bana:

  • 1 Paket margarin,
  • 1 Paket dolmalık fıstıkla çevrilir, fıstıklar renk değiştirene kadar kızdırılır.
  • 1 Paket irmik katılır karıştırmaya devam edilir, irmikler renk değiştirirken, fıstıklar da kızarmaya başlayacaktır.
  • Bu arada 8-10 kuru kayısı minik minik doğranarak karışıma ilave edilir.
  • 1 Kase kadar kuru üzüm yıkanır ve karışımın içine alınarak çevrilmeye devam edilir. 
  • Evde ekstradan geçen kış sonu yaptığım portakal reçelim vardı, portakallarından kattım, deneyebilirsiniz. Yoksa limon kabuğu veya portakal kabuğu rendeleyerek muhteşem aromalar elde edebilirsiniz.
  • 2 -3 Su bardağı kadar kaynar su dikkatlice dökülür, eller yakılmadan, mümkünse mutfaktaki en uzun tahta kaşıkla karıştırılır, bu arada suyunu hızla çektiği için ocak kapatılır. 
  • Dikkat ettiyseniz daha şeker katmadık. Şekeri damak zevkinize göre ekleyip helvanın sıcağıyla karıştırıp eritiyorsunuz. Tadına bakıp, iyice soğumadan bir kaç defada, karıştıra karıştıra şekerini ayarlayabilirsiniz.
  • En son olarak bu enerji bombasının içine, ceviz biraz yağlı bir tad verdiğinden genellikle fındık kırığı ekliyorum. Portakal, limon aroması yoksa, hindistan cevizi veya tarçınla da aroma verilebilir. 
  • Demlenmesine bile gerek yok. Ilınınca afiyetle yiyebilirsiniz. Dondurma ilavesi obsiyonel:))