23 Mayıs 2011 Pazartesi

Çocukluğumuzda mahalle fırınları vardı. Dedem boğazına düşkün bir adam olunca anneannem sık sık, evinin yan tarafındaki mahalle fırınında bükme, börek, ev ekmeği pişirirdi.

En meşakkatlisi ev ekmeği idi. Bir gün önceden maya üretilirdi. Ertesi gün fırıncının müşterilerine verdiği sıra ile kadınlar ekmeklerini veya böreklerini pişirirlerdi. En makbulü "ilk ağız" denilen birinci sıraydı. Bu; "gece yarısı hamur yoğrulacak, sabah ezanlarında ekmekler fırına verilecek, kahvaltı saatine kadar eve geri dönülecek" demekti.

Buralarda "dört kulplu tekne" denilen (anlayabilmeniz için bir örnek vermek gerekirse), ikili koltuk boyunda bir teknede hamur yoğurulurdu. Annem genellikle anneanneme yardıma giderdi. Tek başıma kendimi bu teknede hamur yoğururken düşünemiyorum bile. Üstü örtülüp hamurun kabarması beklenirdi. Bazan hamur çabuk kabarır, bu arada ön sıradaki ekmekler fırından henüz çıkmamış olursa tekneden taşardı bile. Bu koca teknenin fırına gitmesi ayrı bir işti.

Benim yaptığım bükmeler için rahatlıkla "çakma" tabirini kullanabiliriz. Çünkü normalde un, su, tuz ile hamur yoğrularak yapılır, ben hazır yufka kullandım. Her zamankinden tek farkla, yufka harcı olarak içyağ + sıvıyağ ve haşhaş kullandım, malzemesini bolca tutup kalın sigara böreği gibi sardım. Üstlerine yine içyağ + sıvıyağ karışımı ile haşhaş sürdüm. Kızgın fırında pişirdim. Bir gün annem asıl bükme veya ağzıaçık ya da ekmek yaparsa sizler için fotoğraflamayı düşünüyorum. Yapacaklara şimdiden afiyet olsun.














18 Mayıs 2011 Çarşamba

BUGÜN NE PİŞİRDİM?

BEĞENDİLİ TAVUK:



  1. 1 kg patlıcan ocakta közlenir. Kabukları soyulur (porselen derin kapta tahta kaşıkla döverek yumuşatmak isterseniz sizi tutmam, ben blendırdan geçirdim), ezilir, bu arada tuzu ayarlanır.



  2. 2-3 yemek kaşığı tereyağ tencerede eritilir, 2-3 kaşık un konulur ve kavrulur. Pembeleşmeden ama çiğ un kokusu gidene kadar kavrulacak (Hadi bakalım "kulak memesi kıvamı" ifadesinin yanına, yeni ve belalı bir arkadaş da ben hediye edeyim yeme-içme alemine: "Çiğ un kokusu gidene kadar" ....Ama bu nasıl bir koku yahu? Yemek pişirmeye yeni başlayan insan ne bilsin bu kokuyu? Kötü müyüm neyim ben?)



  3. Kavrulan una 1 bardak kadar soğuk süt boca edilir. Tercihan bir karıştırıcı ile topaklanmasına imkan vermeden pişirilir. (Tabi süt miktarı ayarlanacak. Boza kıvamı iyidir, iyi)



  4. Bir pratik yol, beşamel sos kaynamaya başlayınca blendırdan yardım alınabilir.



  5. Közlenmiş ezilmiş patlıcanla beşamel sos karıştırılır. (Beşamel sos demişken, ben tuzunu ayarladım ama karabiber kullanmadım, tadı iyiydi, karabiber olmasa da olur)



  6. Tavuk göğüs kuşbaşı doğranır. Az yağla tavada kavrulur. Renkleri dönünce 2 baş kuru soğan küp doğranıp tavaya alınır. Tavuklar suyunu salıp çekince pişmiş demektir.



  7. Servis tabağına önce beğendi konur, üzerine tavuklar yerleştirilir.



  8. Aynı tarif kırmızı etle de yapılabilir ama beğendi sos tavuğa ayrı bir hava veriyor. Afiyet olsun..
ZEYTİNYAĞLI TAZE FASÜLYE:

KARIŞIK SALATA:

YOĞURT:

Öğle yemeğine pek inmiyorum. Abur cubur, simit, ekmek arası peynir vb şeylerden daha çok hoşlanıyorum. Hesapta sağlıkçıyım. Tam bir "imamın yap dediğini yap, gittiği yoldan gitme vakası:)"


Arkadaşlarım yemekten gelirken bana da yoğurt getirmişler. Çayla simidin üstüne yoğurt yiyemedim. Atılmasın diye akşam eve getirdim. Gerçi evde de yüzüne bakan olmadı. Yine de arkadaşlarımın jestini sizlerle paylaşmak istedim.